Ana içeriğe atla

Deterjanlar, Kimyasal Maddeler, Kozmetikler ve Vücut Bakım Ürünlerinin Zararları - Dr Aidin Salih

Yeryüzündeki bütün canlılar yani insanlar, hayvanlar ve bitkiler havaya, suya ve toprağa atık bırakırlar. Bu atıkları dönüştürmek ve faydalı hâle getirmek için mükemmel bir ekolojik Sistem yaratılmıştır. Ekolojik sistem bir denge sistemidir ve görevi, kendi içinde çeşitliliği devam ettirmek ve her bir türün neslini korumaktır. Dünyanın bütünü bir ekosistemdir. Bununla beraber bir kıta, bu kıtadaki bir bölge, bu bölgedeki bir köy, bir çiftlik, bir ev veya bir canlı organizma da birer ekolojik sistemdir. Ekosistem içinde bitki türleri üretici, hayvanlar ve insanlar ise genel olarak tüketicidir. Mikroorganizmalar ise, ekosistemdeki bitki, insan ve hayvanların atıklarını parçalayarak, üretici bitkilerin bunları tekrar kullanmasını sağlar. Mikroorganizmalar yeryüzüne, havaya ve suya bırakılan atıkları temizler; toprağın verimini sağlar; lavabo ve tuvaletlerde kireç ve organik kirlerin oluşmasını önler; bağırsaklarımızda vitamin, enzim ve protein üretir; cilt, saç, kıl, tırnak ve ağız dokularının sağlığını korur. Ekolojik dengeyi sağlayan her bir çeşit mikroorganizmanın görevi o kadar farklı, net ve incedir ki, insanlar bunları asla başaramaz. Mikroorganizmalar aniden yok olsa, bütün yeryüzü kalın bir çöp tabakasıyla kaplanır; dünyadaki canlılık bazı bilim adamlarına göre 1,5 saat, bazılarına göre daha kısa sürede sona ererdi. Biyologlar "Melekler belki de mikroplardır' demektedir. Fakat antimikrobiyal ilaçlar, dezenfektanlar, vücut bakım ürünleri, temizlik maddeleri ve tarım ilaçları ile mikroorganizmalar akılsızca ve acımasızca yok edilmektedir. Çünkü, bu kimyasallar sadece mikroplara değil, insanlara da zarar vermektedir. Tuz ruhu, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı, yağ çözücü, lavabo açıcı, çamaşır deterjanı, leke giderici ve benzerleri organik kalıntı ve mikropları nasıl anında eritip yok ediyorsa, akciğer ve beyin hücrelerini de etkilemektedir. Solunum yoluyla alınan deterjanlar beyin damarlarını, akciğerlerdeki bronşları ve alveolleri eritir, yıpratır ve şişirir. Kan dolaşımına karışarak damarlarda deformasyona; kan üretiminde ve kan dolaşımında bozulmalara; MS ve alzheimer gibi nörolojik hastalıklara; akciğer, karaciğer ve böbrek hastalıklarına yol açar. Deterjan, kozmetik ve vücut bakım ürünlerini kullananlar halsiz, uyuşuk, depresif ve mutsuzdur. Hormon dengesi bozulmuş, hafızası zayıflamış, şuuru bulanıklaşmıştır; sağlıklı düşünemezler, yüzleri toprak rengidir, tırnakları gri veya mordur, saç dökülmesi ve kıllanma problemleri vardır. Bütün bunlar, Allah'ın hizmetimize verdiği, yalnızca görevini yerine getirmeye çalışan mikropları, vazife başında öldürmenin karşılığıdır. Bugün deterjan gibi kimyasalların yerini nano ürünler almaktadır. Bu ürünler, bütün canlılar için öncekilerden çok daha tehlikelidir. Nano tekno­loji yoluyla üretilen nano temizlik ürünleri (temizlik bezleri, cam siliciler, banyo lifleri, araba parlatma eldivenleri, nanomatik toplar, mikrofiber bezler, makyaj pedleri, kağıt havlu ve peçeteler, tuvalet kağıdı gibi) çok yaygın kullanılmaya başlamıştır. Özellikle camiler, oteller, okullar, kreşler, toplu taşıma araçları, hastaneler, evler, hayvan barınakları gibi yerlerde kullanılmaktadır. Nano Temizlik ürünleri, uygulandığı tüm yüzeylere yapışarak nano boyutta, renksiz bir tabaka oluşturur, bütün mikroorganizmaları (bakteri, virüs, mantar, küfler, vs.) %99,9 oranında öldürür; bakteri oluşumunu uzun süreli olarak engeller; organik kokuları yok eder. Hijyen ürünlerinden en önemli farkı, adeta bir mikroorganizma mıknatısı etkisi oluşturmasıdır. Bu şekilde çevredeki ve havadaki mikro organizmaları kendine çeker, hazım sistemindeki enzim üretimini yok ederek öldürür. İnsan ve hayvanlarda enzim üretim sistemi mikroorganizmaların enzim üretim sistemine benzediği için aynı etkiyi gösterebilir. Dolayısıyla bu maddelerin kullanımı tahminlerin çok üstünde global felaketlere sebep olabilir. Halbuki, Allah (celle celalühü ) Maide Suresi. 6. Ayet'te her türlü necasetten temizlenmek için su ve toprak kullanmayı emretmiş, temizlik için bunların yeterli olduğunu bildirmiştir. Çünkü bizi ve yaşadığınız çevreyi kirleten herhangi bir madde veya mikroplar değil, negatif enerjidir. Negatif enerjiyi kıran temiz su ve topraktır. Vücudu ve elleri yıkarken sabunlamak bile şart değildir. Cilt üzerinde yaşayan ve cilt sağlığını korumakla görevli mikroplar, bu işi bizden daha iyi yaparlar. Biz sabun kullanarak, mikropların görevini aksatmış oluruz. Çamaşırda ve temizlikte sadece kokusuz sabun, kokusuz mayi sabunu, çamaşır sodası, kil ve katkı maddesi içermeyen sabun tozları kullanmak gerekir. Fakat hidrojenize yağları kullananların vücut kılları ve dışkı ile atılan yağ metabolikleri yapışkan olduğu için çamaşırlar, tuvalet ve banyolarda yapışkan, zor temizlenen kalıntı bırakır. Bu kalıntıları sadece deterjanlar temizleyebilir. İnsan, yapay yağlarla, yiyecek, içecek ve vücut bakım ürünlerindeki katkı maddeleriyle, tıbbi ilaçlarla ve nihayet nano ürünlerle bedenini mumyalamaktadır. Bu nedenle son yıllarda böcek, sinek ve bakteriler artık mezarlardaki cesetleri çürütüp toprağa karıştıramaz hale gelmiştir. Doğal alanları da kirleten bu maddeler sebebiyle bir süre sonra hayvanların cesetleri de çürümez hale gelecektir. Diğer taraftan, ölü insan, hayvan ve bitkileri çürüterek ekolojik dönüşümü sağlayan böcek, sinek ve mikroorganizmalara karşı kullanılan tarım ve böcek ilaçları, bu görevli varlıkların neslini tüketmektedir. Bu durum devam ettiği sürece, biyolojik çevrim yavaşlayacak; bazı böcek, sinek ve bakterilerin nesli yok olacak, dünya ölü bataklığına dönüşecek ve ekolojik kıyamet kaçınılmaz olacaktır. Deterjan, tarım ilacı, antibiyotik, vücut bakım ürünü, katkı maddeleri ve nano ürünleri kullanan insan "ekolojik kıyamet"i kendi elleriyle hazırlamaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tıbbi İlaçların Zararları - Dr Aidin Salih

Amerika'da her yıl yaklaşık 250.000 kişi tıbbi hatalar yüzünden ölmektedir. Bunlardan 127 bini hastahanede, yanlış ilaç verildiğinden veya ilaçların yan tesirleri yüzünden ölmektedir. İlaçların yan tesirleri yüzünden hastane dışında ölenlere ait ise istatistik yoktur. Ancak onların sayısı mutlaka daha yüksektir. İlaçların yan tesirleri yüzünden hastalananlarla ilgili de hiçbir istatistik yoktur. Ancak tecrübeler gösteriyor ki, ilaçlar bütün hastalıkların temelinde yer almaktadır. Tıp literatürüne bakıldığında, ilaçların tahrip edici etkisiyle ilgili şu sonuçlara ulaşılır: Bazı ilaçlar kullanıldıkları dönemde, bazıları kullanımından haftalar, aylar, hatta yıllar sonra, bazıları ise doza bağımlı olarak yan etki gösterir. Birçok ilaç, kemik iliği dejenerasyonuna ve bunun sonucunda kemik iliği yetmezliğine ve ağır anemilere; karaciğer toksisitesine ve karaciğer yetmezliğine; böbrek yetmezliğine, kısırlığa ve başka birçok hastalığa neden olabilir. Hormonal sistemde dengesizliğe, DNA...

Aidin salih - "Uykusu çok olanın ruhu hasta, isi zordur".

Uykusu çok olanın ruhu hasta, işi zordur. Uykunun en iyisi 5 saati geçmeyendir. Yetişkin bir insan için 6 saat uyumak yeterlidir. Çocuklar ve ağır çalışanlar 7-8 saat, hastalar istedikleri kadar uyuyabilir. Saat 22-23'den 04-05'e kadar olan süre uyku için ideal zaman dilimidir. En geç, saat 24'e kadar yatmalı ve güneş doğmadan kalkmalıdır. Hazreti Ömer (radıyallahü anh) "Sabahın erken vaktinde uyumaktan sakınınız. Zira ağız kokusu, ruhi dengesizlik ve mizacın bozulmasına sebep olur", "Uyku, kuşluk vaktinde uyuyana akıl noksanlığı, ikindide uyuyana ise delilik getirir" demiştir. Güneş doğmadan kalkmak ve güneş batmadan uyumamak çok önemlidir, çünkü bu saatlerde bütün organları ve sistemleri faaliyete geçiren hayati hormonlar üretilir. Uyku sırasında bütün süreçler yavaşladığından hormonlar da yeteri kadar üretilemez. Dolayısıyla fazla uyku, hormon dengesizliğine ve buna bağlı hastalıklara, ayrıca ruhsal dengesizliğe sebep olur. Sağlıklı insanlar uykuda, s...

Hacamatın Faydaları - Dr Aidin Salih Geçek Tıp kitabı

Bir kimse ayın onyedi, ondokuz ve yirmibirinde hacamat olursa her dertten şifa bulur. Hadis-i Şerif Hastalıktan kurtulma veya sağlığı koruma amacıyla ölü hücre ve atık maddelerin yoğun olarak toplandığı belli noktalardaki tıkanıklık, kılcal damar ve ince damarlardan kirli kanı alma işlemine hacamat denir. Zamanımızda herkes karışık ve çok yediği, sentetik yağlar, katkılı yapay yiyecekler tükettiği, kimyasal ilaç kullandığı için hacamata ihtiyaç duyar. Peygamber Efendimizin (aleyhisselam) hacamatla ilgili çok sayıdaki hadisi şerifi hacamatın önemini göstermektedir: "Miraçta, Ya Muhammed (aleyhisselam) ümmetine kan aldırmalarını emret. Kan aldırmada sizin için şifa vardır' demeyen meleğe rastlamadım." "Hacamat, bütün hastalıklara şifadır." 'Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır." "Kim hacamat yaptırırsa, herhangi bir tedavi görmemesinden, ona bir şey zarar vermez." "Boyundan ve kürek kemiği civarından hacamat olun....